05.02.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararı haberleşme hürriyetine, özel hayata saygı hakkına, kişisel verilerin korunması hakkına ve iş hukuku ilişkisine dair önemli değerlendirmeler içermektedir.
Özel bir banka çalışanının yaptığı başvurunun detayları şöyledir:
Başvurucu, müşteri ilişkileri yönetmeni olarak çalışırken aynı zamanda eşine ait bir işletmede çalıştığı iddiasıyla banka bünyesinde başlatılan iç denetim sürecine tabi olmuş ve atanan müfettiş tarafından incelemeler yapılmıştır. Başvurucunun kurumsal e-posta hesabında yapılan inceleme sonucunda başvurucunun eşinin işletmesi ile ilgili konularda başka bankalar ile kredi pazarlıkları yapmak, bu şirketin muhasebecisine birtakım belgeler iletmek gibi konuları içeren çeşitli yazışmalar yaptığı tespit edilmiş ve başvurucunun iş sözleşmesi mesai saatleri içinde başka bir konuda ticari faaliyette bulunduğu ve bu nedenle asli görevini ihlal ettiği sebebiyle feshedilmiştir.
Başvurucu, ilk derece mahkemesinde işe iade istemli dava açmış, ancak davası reddedilmiştir. Red kararı Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanarak kesinleşmiştir. Akabinde başvurucu Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak mahkeme kararına delil teşkil eden kurumsal e-posta hesapları üzerinden gerçekleştirdiği yazışmaların işveren tarafından bilgilendirme yapılmaksızın ve rızası olmaksızın incelenmesinin yargı organları tarafından denetlenmediğini ve bu itibarla Anayasa tarafından güvence altına alınan haberleşme hürriyeti ve özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Anayasa Mahkemesi bu kapsamda:
- İşverenin çalışanın kullanımına sunduğu iletişim araçlarının ve iletişim içeriklerinin incelenmesinin haklı olduğunu gösteren meşru gerekçelerin bulunup bulunmadığını ve yapılan denetlemede iletişim akışı ile iletişim içeriklerinin incelenmesi arasında ayrım yapılarak içeriklerin incelenmesi yönünden daha ciddi gerekçelerin aranması gerektiğini,
- Kişisel verilerin işlenmesi sürecinin şeffaf bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini, bunun gereği olarak çalışanların işveren tarafından önceden bilgilendirip bilgilendirilmediğini,
- Yapılan bilgilendirmede veri işlemenin hukuki dayanağı ve amaçları, kapsamı, saklama süresi gibi bilgilerin ve iletişim araçlarının kullanımına ilişkin işveren tarafından getirilen sınırlamaların yer alıp almadığını,
- Çalışanın kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına ve haberleşme hürriyetine işveren tarafından yapılan müdahalenin amaç ile bağlantılı ve elverişli olup olmadığını,
- Aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının mümkün olup olmadığını,
- Müdahalenin amaçla bağlantılı, sınırlı ve orantılı olup olmadığını,
- İletişimin incelenmesinin çalışan üzerindeki etkisinin ve çalışan bakımından sonuçlarının, çatışan menfaat ve haklar bakımından bir dengenin gözetip gözetilmediğini değerlendirmiştir.
Nihai olarak:
- Başvuru konusu olayda çalışanın kurumsal e-postalarının denetlenmesini meşru menfaat kapsamında değerlendirmiş;
- Denetleme yapabilmek için kişisel verileri koruma mevzuatının da gerektirdiği “meşru menfaat bulunan işleme faaliyeti”nde açık rıza aramamış;
- İş sözleşmesinde yer alan hükümlerle çalışana bu konuda bilgilendirme yapıldığı ve iş sözleşmesinin imzasıyla da denetleme yetkisine çalışan tarafından rıza verildiğinin kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Anılan değerlendirme; haberleşme hürriyetine, özel hayata saygı hakkına, kişisel verilerin korunması hakkına ve iş hukuku ilişkisine dair oldukça önemli tespitler içermektedir.
Anayasa Mahkemesi kararının tamamı için: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/02/20210205-15.pdf
Daha detaylı bilgi ve sorularınız için: info@emelyilmaz.av.tr